http://www.BENLİAHMETKÖYÜ SOHBET
  =ANASAYFA=
 

BENLİAHMET KÖYÜ SİTESİNE  

             HOŞGELDİNİZ


================BEN DENİZİN, KISADA OLSA PROFİLİ ==================
Yapı itibarıyla, sessiz sakin ,kimseyi kırmamaya özen gösteren, karşılıklı diyaloglarda 
, nezaketen yaklaşan, her şeye olumlu bakmaya çalışan, fakat haksızlığa tahammülü olmayan
biriyim.. Hayatımdaki insanları, bir sevgi çemberine alıyorum. Bu çembere arkadaşlarımı,
sevdiklerimi, iş arkadaşlar- ımı ekliyorum. Herkesle uyum dolu ilişkiler kurarak, huzur ve barış
içerisinde yaşamaya çalışıyorum. İnşallah başarırım.. İntikam almak için uğraşmam, empati
kurarak yaklaşır sonucunu izlerim. Beni seveni daha çok severim, sevmeyene'de asla tavır
koymam, suçu kendim'de ararım. Acaba neden ve niçin diye kendimi sorgularım.. Genellikle
bendeki doğrularımla yaşarım. Kimsenin acı çekmesinden, yana değilim ve mutlu'da olmam.
Yaşamayı istemeyeceğim bir şeyi, başkasına'da yaşatmam. Kelimeler bazı şeyleri anlatır ama,
her şeyi'de anlatmaz. Bazen, ben bile yabancı olurum kendime.. Nasıl anlatayım kendimi
. bilmem ki size . Neşeliyim diyeceğim, moralimin bozuk anına denk geleceksiniz... Espriliyim
desem üzgün anımı yakalaya- caksınız.. Özgürüm desem ,tutsaklığıma denk geleceksiniz.
. Kendimi anlatarak, bir kalıba sığdırmayı gerek görmüyorum.. Bazıları için, herhangi biri.
. Bazıları için, vazgeçilmez biriyim.. insan olduğum kadar hatalı, hatalı olduğum kadar gerçekçi,
dürüstlükten ödün vermeyen biriyim. Ben böyle biriyim işte.. Selam olsun özünü kaybetmemiş 
 onurlu insanlara..
 


ADELET VE UYGULAMA
Başkasının bedenine, malına ve hakkına,haksızlık yaparak, onların Allah’ın kulu olduklarını unuturcasına, o masumlara zulum edenler,onları saf yerine koyarak,onların haklarını başkalarının yemesine göz yumarak ,taraf tutup arkadaş  ayrımı yapanlar,ergeç allahın gazabına ve hüsranına uğrarlar. '' (Kendisine zulmedilmiş, haksızlığa uğratılmış.)  ''kişilerin  ahından sakınınız. Çünkü onun duasıyla Allah arasında perde yoktur. Allah yolunda üç kez şehit dahi olsan ve üzerinde kul hakkı varsa Cennete giremezsiniz. Tüm günahların affedilir, fakat kul hakkı hariç ”kılınan namaz gösteriş  ve kendini kandırmaktan başka bir şey  değildir. 


HELAL KAZANÇ
İnsan, rızkını aradığı gibi, rızık da sahibini arar. Bazı fakirler, zenginlerden daha ihuzurlu, daha mutlu yaşarlar. Allah; çalışarak dilek edeni, dileğine kavuşturur. Umulmadık yerden rızık gönderir. İnsanlar yaratılırken, ömürleri gibi, rızıkları da verilmiştir.. Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyle:
(Allahü teâlâ, müminin rızkını ummadığı yerden verir.) [İ. Hibban]
Alın teriyle kazanılan para helaldır ve bereketlidir. İşini doğru yapan, sevap kazanır. Eğer, işini baştan savma yaparak kişi para kazanıyorsa, o para haramdır. O paranın kesınlıkle hayırı görülmez.. Kazanılan haram paranın bedeli, kişinin ,malından,eşinden ve çocuklarından mutlaka çıkar. Kendiside mutlaka cezasını çeker. Bu allahın bir ikazıdır. Alın teriyle ,helal yoldan kazanılan para ,kişiyi mutlu ve huzurlu eder. Helal kazanan, yemesinden, içmesinden ve uyumasından zevk alır. Taş üzerinde uyusa dahi, mışıl,mışıl uyuyarak, huzurlu ve rahat bir uykunun, tadını alır


 HAYATTAN ÜMÜDİ KESME, HAYATA POZİTİF BAK 
sözde, yaptığın işte ve düşüncelerinde ,sevgiyle hareket edersen, mucizeler oluşur. sevgiden gelen her şey, sana neşe ve huzur verir. Neyin doğru olduğunu bilemediğin zam, gözlerini kapat , derin nefes al ve sakinleş. Yapmak istediğin şeyi düşün ve hayal et. 
Hissettiğin şey , yüzünde neşe ve mutluluk gülücükleri açar. Zaten sen, kendin için neyin uygun olduğunu sezersin. Yapmayı istediğin şeyde, önce sevgiyi ara. Niyetin sevgi olduktan sonra, onların birer birer, gerçekleştiklerini görürürsün. Niyetin ne ise, menzilin’de o olur. Böylece her yeni günde, yepyeni mucizelere kollarını açmış olursun....

 

 DÜRÜST OLMAK
Dürüstlük, iki yüzlü olmamak demektir. Birine başka , diğerine daha başka takınıp, sonunda hangisinin gerçek olduğu konusunda dehşete düşülmesi ne kötüdür. Küçük bir menfaat veya bir hatır için yalan konuşmak, Allahaha şilt koşmaya eş değer günahtır. Yalan konuşan inkarcı durumuna düşer ve dinden çıkar. Yani  inkarcı olur.. Dürüst kişiler yalan söylemeyi, gerçeklerin çarpıtılması olarak gördükleri için aldatıcı tavırlar içinde olmazlar. Bunun yanında, zulüm edenleri korumak amacıyla, olayları çarpıtmayı da reddederler. Dürüstlük ve gerçekçilik , gerek kişisel, gerekse ilahi açıdan doğru bir yaklaşımdır. Kişiyi vicdani açıdan rahatlatır ve huzurlu kılar. Gerçeği konuşmak ,birilerini mağlup etmek anlamına gelmez. Aksine kişinin kendini bulmasında fayda sağlar. O kişi bir daha şeytana uyup yanlış yapmaz .Tartışmada kaybedenler bir kötülük yapmaya çalışmaları doğaldır. Çünkü kayıpları söz konusudur.. Eski bir ata sözü var, ''Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar''... Boş verr....Yerleşecek uygun bir köy bulunur elbette...!!!


 

 YAPMACIK TEBESSÜM
diyalog halindeyken yapmacık tebessüm edenler,genelde emellerine ulaşamamış acı çeken kişilerdir.Onlar bu tebesümle mutluluk ve sempatik görünüm sergilemeye çalışırlar.Ama kendilerini aldatırlar.  
 


 ATANIN AŞKI
O mavi gözlü bir devdi. Bir güzel sevdi. Güzelin hayali küçücük bir evdi. Bahçesinde ebruli hanımeli açan bir ev. Bir dev gibi seviyordu onu. Rahata acıktı o güzel kadın. Çalamazdı kapısını,bahçesinde ebruli hanımeli açan evin. Bir emir subayı göndermişti ona, görüşmek için. Mavi gözlü devin, ona ayıracak zamanı yoktu. işleri yoğundu. Konu ,vatanın geleceği idi. Verilen olumsuz cevap yıkmıştı onu.. Yorulmuştu devin büyük ve amaçlı yollarında. Daha fazla dayanamadı. Mavi gözlü devin bahçesinde, ebruli hanımeli açan çiçeklerin arasında" ELVEDA..!"demiş, hayatına son vermişti
  
 


ÇALIŞMADAN HAYEL GERÇEKLEŞMEZ.
 
Bazen hayallerimiz gerçek olur. Tabiki hayaline bağlı. Hayalin abuk sabuk değilse.. Yani olmayacak, şeylerin hayalini kurmazsanız. Bir araştırma yapılmış; hayale dalmanın etkisinin, olumsuz olduğu ortaya çıkmış. Kesinlikle katılıyorum. yapılan araştırmada, hayatın nasıl daha güzel olabileceğini düşünmek yerine, o anı yaşamanın ve yaşanandan keyif almaya çalışmanın, psikolojik açıdan daha yararlı olacağı belirtiliyormuş.

 


BANA ÇİZMELERİMİ GİYDİRMESİNLER
-- ATATÜRK: İsmet Yunanlılar yine şımarmıaya başlamış, ne yapalım?
-- İSMET PAŞA: Paşam bana çizmelerimi giydirmesinler..
-- ATATÜRK: İsmet, önce iç meseleleri halledelim.
-- İSMET PAŞA: Haklısın paşam. Bunu çok iyi fark ettim. Hiç bir ülke yoktur ki, kendi içerisinde, bizim kadar vatan hainleri yetiştirebilsinler." ÇANKAYA ''ATATÜRK VE CUMHURİYET 
 
 

 

 GÜZEL KADIN
Güzel kadınların karşısında her erkek biraz çirkindir. Egemen olamaz, ne kendine ne kadına. Bilemez ne yapacağını, ne söyleyeceğini. Parası varsa biraz daha şanslıdır, biraz yakışıklıca bir adamsa yakışabilecekleri ihtimali için rahattır ama en önemlisi biraz anlayabiliyorsa karşısındakinin dilinden, benzer acılar çektilerse, benzer korkular atlattılarsa, dünyaları ilgi çekiciyse, birbirlerini görebilirler yüzlerinde. 
   
 

SEVGİ DOLU İNSAN ,HAYAT DOLUDUR.
 Sevgi dolu insanlar görmüşüzdür etrafımızda, kötülüklere bulaşmamış, maddi değerler uğruna, doğruluktan ve inançlarından sapmamış. Mutluluğun ve iyiliğin, tüm insanların hakkı olduğunu bilen insanlar,kötülük...lerle karşılaştıklarında dahi tebessüm ederler. Kötülüğün esas kaynağını düşünüp, karşılarındaki insanı mazur görürler. Üzülmüşlerse eğer, bu üzüntü aslında karşılarındaki insan içindir. Zaten o insana kötülük yapmak da kolay değildir. Sevgi dolu, bağışlayıcı bakışları ve iç zenginliyinin doyumunu, sınırsız mutluluğunu ,minik bir gülümsemeyle öylesine güzel sunar ki, sevgisinin gücü karşısındakini etkisiz hale getirir. Eğer karşısındaki kişi, kendi sevgisini yeterince derine saklayabilmiş ve üstüne yeterince kötülük depolayabilmişse, yapacaklarını yine'de yapacaktı

 

ATATÜRK VE CUMHURİYET
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa, başbakanlığa Malatya Mebusu İsmet Paşa'yı atadı. İsmet Paşa Kabinesi kuruldu. Halk, sokaklarda ellerinde bayraklarla genç Cumhuriyet'i kutluyordu. Esaret sona ermiş, şimdi büyük mücadelenin ardından hiç de kolay kazanılmayan bağımsızlığı kutlamaya sıra gelmişti.Can verilip, kan dökülmüş, bedel ödenmişti. Ancak artık sokaklarda düşman çizmelerinin sesi yoktu, sokaklar "Yaşasın Cumhuriyet" sesiyle çınlıyordu



KUSURUNU GÖRMEDEN KUSUR ARAMAK:
Ey kusur arayan gözlerin sahibi; aradığın her kusuru buluyorsun…Evet Çok kusur görüyorsun insanlarda. Ama şunu iyi bil..Gördüğün her kusur senden bir parça taşıyor. Eleştiren zihninin sana yaptığı kötülüğü bir idrak etsen,aklından vazgeçersin…Çevir gözlerini. Özüne dön…Önce bir aynaya bak,sonra içine dön. Gördüğün her kusurun izini, hatta özünü bulacaksın kendinde
..

ATATÜRK  VE DİN  1930 yılında Fevzi Çakmak'la birlikte trenle yurt gezisine çıkar. Kompartımanında ülke sorunlarını konuşurlarken bir milletvekili içeri girip, Atatürk'ün kulağına bir şeyler söyler. Atatürk'ün kaşları çatılır, Fevzi Paşa'ya dönerek, "Paşam, lütfen beni takip ediniz, arkadaşlar bir haber getirdi, inceleyelim." der. Hep birlikte diğer vagona geçtiklerinde yüksek rütbeli bir subayın kanepe üzerinde namaz kıldığını görürler. Atatürk, mareşale dönerek şöyle der: "Paşam, bu adamın (gammazcıyı işaret ediyor) biraz evvel kulağıma gizli bir şeyler söylediğini gördünüz. Bu adam muhafız kıtasına mensup yüksek rütbeli bir subayın namaz kıldığını gammazladı. Bu adam namaz kılmayı kendi aklınca suç görüyor. Durumu size göstermek için buraya kadar zahmet ettim." Atatürk ilk istasyonda milletvekilini trenden indirir ve gelecek dönem milletvekili seçilmesini de engeller


ROMANTİZMİ YAŞAMAK VE YARATMAK
Romantizm, partnerinize umulmadık anlarda, sevginizi ifade etmek demektir. Romantizm, mum ışında yenilen yemek değildir. Bazen el ele tutuşup,göz göze gelerek, birbirinizin gözlerine bile bakmak romantizmdir. ...Bir ilişkiye başladığınızda, karşınızda olan insanı ,çeşitli taktiklerle kendinize çekebilirsiniz. Bir süre sonra, gerçek kendiniz ortaya çıkacağından, ilişkinin tüm sihri bozulur. Romantizm; bazen loş mum ışığında yemekler yemek, müzik dinlemek ile başlayabilir. Fakat sonrası sana aittir. Bot kırdıysan naneyi yedin demektir. Hayal gücünüz ve içinizden geldiği gibi davranmak, sizi romantik bir insan yapabilir. Yaratıcı ve eğlenceli anlar, organize etmek, bir alışkanlık haline gelebilir. o ilişki hem size hem de karşınızdakine mutluluk verecektir. İşte, romantizmin sırrı ve gerekliliği de buradadır. Benım gibi ciddi bir surata sahipsen, avcunu yalarsın. Hayatta romantizmi yaşayamaz ,yaşayanları seyretmiş olursun

 

İMAMIN, ASKER KAÇAĞI SAHTE DİNCİLERİ, ATATÜRKE ŞİKAYET ETMESİ.
     ---Din adamı:  Paşam; başına sarık takan molla olmuş,alim olmuş. Kimse savaşa gitmiyor.seyit nüfusu kaçak dolaşıyor, eşkıyalık yapıyor, vaaz veriyor, dinimizi yanlış anlatıyor. Her an iç isyan çıkabilir. Buna bir önlem al paşam...!! 
--Atatürk:  Hoca efendi ;Türk milleti dindar olmalıdır yani, bütün sadeliğiyle dindar olmalıdır demek istiyorum. Din şuura muhalif, ilerlemeye engel hiçbir şey ihtiva etmiyor.Bizim dinimiz en tabi ve makul dindir ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dine tabii olmasi için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. Dinimizi sömüren ve yanlış anlatan bu sahtakar hainler, en şiddetli cezaya çaptırılacaklardır.Bundan emin olun, lütven biraz daha  sabredin...!!
 
 


SEVGİ DOLU İNSAN ,HAYAT DOLUDUR.
Sevgi dolu insanlar görmüşüzdür etrafımızda, kötülüklere bulaşmamış, maddİ değerler uğruna, doğruluktan ve inançlarından sapmamış. Mutluluğun ve iyiliğin, tüm insanların hakkı olduğunu bilen insanlar,kötülük...lerle karşılaştıklarında dahi tebessüm ederler. Kötülüğün esas kaynağını düşünüp, karşılarındaki insanı mazur görürler. Üzülmüşlerse eğer, bu üzüntü aslında karşılarındaki insan içindir. Zaten o insana kötülük yapmak da kolay değildir. Sevgi dolu, bağışlayıcı bakışları ve iç zenginliyinin doyumunu, sınırsız mutluluğunu ,minik bir  gülümsemeyle öylesine güzel sunarki, sevgisinin gücü  karşısındakini  etkisiz hale getirir.  Eğer karşısındaki kişi,  kendi sevgisini yeterince  derine saklayabilmiş  ve  üstüne yeterince  kötülük depolayabilmişse,  yapacaklarını yine' de yapacaktır.

ATATÜRKÜN KADINA VERDİĞİ DEĞER

Dünyada hiçbir milletin kadını, "ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim" diyemez.Atatürk, çağdaş bir düşüncenin ürünü olan bu sözleriyle kadının toplumdaki yerini belirlemiştir. Atatürk' ün Türk kadınına beslediği sevgi ve saygı, Kurtuluş Savaşı' ndaki gözlemleri ile iyice perçinleşmiştir. 1923 yılında Konya' da yaptığı bir konuşmada, bu hissiyatını büyük bir içtenlikle dile getirir.  

ADAM OLMAK
 Adam olmak bir zanaattir.. Önemli olan almış olduğun eğitimi topluma yararlı olacak şekilde uygulamaktır. Adam gibi adam olmak, kolay gibi gözükebilir ama zordur.Nefisle ilgilidir. Farklı bir duruştur. Erdem sahibi olmaktır. Uyu...mlu olmaktır. Yalandan, iftiradan ve haramdan uzak durmaktır. Özü düzgün,sözü düzgün, insan gibi insan olmaktır. Himaye altına girmeden, özgürce hareket etmektir. “Bir kalıba uyayım, beni sevsinler” diye kendinden çıkmamamaktır. Ucuz hesaplar peşinde koşarak, Paçavra durumuna düşüp ,lağım çukurunda kendini bulamamaktır

ATATÜRK VE KADIN için resim sonucu


ATATÜRK -KADIN VE SOSYAL TOPLUM
'Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, o sosyal toplum felçlidir

 

HAYAT, YAŞAMASINI BİLEN İÇİN GÜZELDİR:
  Hayat güzeldir yaşamasını bilen için. Hayata pozitif bakılmalı. Tertemız bir yürek güzelliği ile. Sabahın seherinde doğan güneşin kızıllığ,deniz ,doğa ve sıcacık bir evde,hayat dolu tebessümler. İnsanı...n yaşamına sevinç ve neşe katar. Hayatı nasıl istersen ve düşünürsen o şekilde gelir sana, hayatına girenler ve gidenler hep senin çağırdıkların ve gönderdiklerindir. Herkes kendi filmine sahiptir. Kendi filminizin hem yönetmeni hem de baş rol oyuncususunuz. Geri kalanlar ise birer figürandır. Yani hayat bir film gibidir. sonunun daha başından belli olduğu? Evet, sonu belli, belli ama arada kalan sürprizler, acaba ne olacak diye bekleyişler, üzüntüler ve sevinçler. Bunlar değil mi o filmi heyecanla izlemeye değer kılan? sıkıca sarılmak gerek hayata. Her şey, para pul ,şöhret ve yemek içmek değil. Soğan ekmek ye. Yanında güzel bir demli çay. Yeterki hayatı, dolu dolu yaşayın. iyisiyle-kötüsüyle, sevinciyle, dostuyla-düşmanıyla. Geri kalanları da sizler ekleyiverin bu yazıya . Sizin' de bir katkınız olsun. Benden bu kadar

TÜRK KADINININ SİYASİ VE SOSYAL  BAŞARISI
Türk kadınına sosyal ve siyasi hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihe karışmıştır. Türk kadını,  iş hayatının her safhasında görev almış, muvaffakiyetler göstermiştir. Siyasi Belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını, bu sefer de milletvekili seçilmek suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onu selahiyet ve liyakatla kullanacaktır.'





SOSYAL HAYATTA, KAYGI
Sosyal kaygı bozukluğu: Kişinin sürekli yanlış yapması ve başarısızlığı sonucu, başkaları tarafından ,olumsuz değerlendirilme şüphesiyle oluşan hallerdir. Kişi bu durumlarda, kendisini yadırgayacak durumda olan ar...kadaşlarıyla, göz göze gelmekten kaçınır. Başarısızlığından ötürü, huzursuzluğu suratına ve davranışına yansıyarak, beden diliyle kendini ele verir. Fakat o bunun farkında olmaz. Kendini küçük düşürecek, ya da utandıracak durumlardan endişe duyar ve böyle ortamlardan ya kaçar, ya da bu duruma katlanmak zorunda kalır. Belirtileri ise ;Kişinin yüz yüze gelmekten kaçınması, süzü ve sohbetiyle, yüz ifadesinin çelişmesi açık bir kanıtdır.


 
ATANIN HOŞGÖRÜSÜ
Hoşgörü, sağlıklı insan davranışıdır. Hoşgörü sağlıklı insan hayatının, özüdür. Beşeri münasebetlerin temelidir. Hoş-görü bir vurdum duymazlık değildir. Hoşgörü görmezlikten gelmek hiç değildir. Hoşgörü kendini bilmektir. Hoşgörü haddini bilmektir. Hoşgörü sevmektir, sevilmektir ve değer vermektir. Hoşgörü özürlüye ve düşküne el uzatmaktır. onun seviyesine inmektir.Hoşgörü düşkünle birlikte yemek yemek sohbet etmek gönül almaktır. Hoşgörü hakir görmek ve tiksinmek değildir
.


YARDIM ETMEK
 Yardım et yüreğinin büyüklüğü kadar. Elin vergisi canın sevgisi derler.Sen doğru olanı yapmaya çalış.Tok olan, acın halinden anlamaz ki. Ensesi kalınların ve vurdum duymazların, parası deyerlidir. Onlar süreklı bırıktırırler. ...Yemezler içmezler. Yoksulla alay eder, asla yardım etmezler. Bu aslı asaleti bozuk yaratıklara takma. Sen doyur aç olan yoksulu , oda mutlu olsun . Paylaş ekmeğini cömertce. Onunda hakkı var senın malında. Sadaka ver sevindir garibim yoksulu. Verdiklerinle mutlu olmaya çalış ki, huzurlu olasın. Sana kim ne derse desin,aldırış etme. Huzuru ve mutluluğu içinde hissedeceksin.

ATATÜRK ANAVARTALARDA
Mustafa Kemal, vatanı ve milleti için canını feda etmekten kaçınmazdı. Daha çanakkale savaşları sırasında Anafartalar grubu komutanı iken en ön safta savaştı. Bu savaş sırasında Atatürk’e bir şarapnel parçası isabet etmiş, fakat sağ cebinde bulunan saati kendisini ölümden kurtarmıştı. Sakarya Savaşı sırasında ise atından düşmüş ve kaburga kemikleri kırılmıştı. Buna rağmen cepheden ayrılmamış, savaşı sedye üzerinden yönetmişti

    BAĞLILIK için resim sonucu

EŞLERİN BİRBİRİNE BAĞLILIĞI

'İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin?
 

 


ÖZLEM VE UZAK KALMAK 
Özlediğin biri varsa kavuşamıyorsan şayet, böyle imkansız bir aşk yaşıyorsan, rüzgarla konuş. Pencereyi aç esen rüzgara özlem ve sevgini soyle. onun oturduğu memlekete duğru seslen. Rüzgarı çağır. Fön rüzgarlarının Oda...na esmesini dile. Bu duyguyu yaşamak haz verir insana.Yaşamasını bilen için Çok tatlı bir duygudur.Gerekirse çık balkona, ona gökyüzünde parlayan yıldızları ve ayın parlaklığını anlat. Onu duyuyor gibi hayal et. Derin bir mutluluk hazzıyla,ama unutulmamalıdırki ''imkansız aşk sonsuz bir aşktır'' 




SEVGİ BAĞLILIK İLE OLUR.
Sanki sevgi yüklü bir kuşatmanın içinde yaşıyoruz. Bu kuşatma, bizi yorsa bile sıkmaz. Bir takım bağlarla, birbirimize bağlanmışız. Bizden istenen bu bağları daha'da sıklaştırmak ve kuvvetlendirmek kendi elimizde...dir.O halde, ne yapmalı? İçinde yaşadığımız toplumu göz ardı etmeden, beklediğimiz umduğumuzdan daha iyi olur. Dostlarımızı, zaman zaman, önemli ya da özelliği olan günlerde de aramamız gerekir. Onlara,birazcık değer verirsek, daha güzel bir dünyanın kurulmasına, aramızda güzel ilişkilerin doğmasına yardımcı oluruz. Böylece dünyanın mutluluk dağıtan,  çiçekleri  olup çıkarız. Yalanmı? 


ÖZLEM için resim sonucu


ÖZLEM VE UZAK KALMAK 
Özlediğin biri varsa kavuşamıyorsan şayet, böyle imkansız bir aşk yaşıyorsan, rüzgarla konuş. Pencereyi aç esen rüzgara özlem ve sevgini soyle. onun oturduğu memlekete duğru seslen. Rüzgarı çağır. Fön rüzgarlarının Oda...na esmesini dile. Bu duyguyu yaşamak haz verir insana.Yaşamasını bilen için Çok tatlı bir duygudur.Gerekirse çık balkona, ona gökyüzünde parlayan yıldızları ve ayın parlaklığını anlat. Onu duyuyor gibi hayal et. Derin bir mutluluk hazzıyla.Ama bu unutulmamalıdır. ''imkansız aşk sonsuz bir aşktır''



ANLAMAK FARKLI BİR HİSTİR 
Bir kadını anlamak, bir şarabın kalitesine bakmak gibidir...Dünüyle, bugünüyle ve yarınıyla .. Sizde bıraktığı, bırakacağı tatları sevmek, Yeniden onu içebilmek, arzusuyla yanıp tutuşmak gibidir.. Amacı mutlu olmaktır sevdiği ile... Öyleyse değer vereceksiniz sevdiğiniz kadına.. Yüreğine dokunacaksınız, Saçına dokunmadan önce,kadın Işığıyla, neşesiyle, kahkahasıyla başınızı döndürebiliyorsa, gözleri ile gözlerinizi okşuyorsa, bununla birlikte, sevincinizi hüzününüzü paylaşabiliyorsa.. işte o kadın sizin en leziz aşk şarbınızdır.. SİZE HEDİYEDİR..!

 







 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

  

 
 

 

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

 
 
  Nihat Şimdilik sitende 1 ziyaretçiBulunmaktadır Bilgilerine  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol